Abar (Avar) Gösteriş, heybetlilik. Baş eğmez, dirençli.
Abdal
Anadolu’da ve Afganistan’da yaşayan göçebe bir Alevi Türkmen topluluğunun adıdır. Tasavvufta ise, ermiş, erişmiş kişidir. Toplumdan uzak, son derece gösterişsiz bir yaşam sürdüren, yoksul ve düşkünleri koruyan, geleceği bilen ve felaketleri önleyebilen kişilerdir.
Ağıcı Ağcı, Akçı, Akıcı, Eski Türklerde Hazinedar, Hazine sorumlusu.
Akşit Yürekli, gözü kara
Albatu Bürokrat, hizmetle yükümlü kişi
Alımga Yazıcı,(Han ve Kaanların buyruk ve fermanlarını yazan görevli kişi)
Alp Bu sözcük birçok erdemi içinde barındırır. Bilgelik, yiğitlik, fedakârlık, kahramanlık,
gözü karalık, toplumculuk, vb. ile birlikte tüm bunlar arasındaki uyumu da içerir.
Alpagu (Alpagut) Boylar (kabile) halinde göçebe hayvancılıkla yaşamını sürdüren Türk topluluklarında boy beyidir. Orhun (Göktürk) yazıtlarında anılan sandır.
Alperen (Gazi, Derviş) Toplumun sayıp sevdiği, örnek aldığı savaşçı kişilerin genel adı. Malazgirt Meydan Muharebesi’nden sonra Horasan’dan Anadolu’ya gelerek Anadolu’nun Türkleşmesinde rol oynayan İslâm dervişleri.
Apa Sivil görevli
Ataman “Ataman” kelimesi Türk dillerinden türemiş olup “atlıların atası” ya da “ata ben” anlamına gelmektedir.
Ayuki Hükümet
Baga Küçük rütbeli yönetici
Bahşi baksı, doktor, bilgin, büyücü, hoca
Balamir Biricik yavru.
Balbal İslâmiyet’ten önceki Türklerde ölen bir kişinin sağlığında öldürdüğü düşman sayısı kadar mezarının başına dikilmiş taş. Daha çok Göktürk mezarlarında rastlanan balballar ölenin büyüklüğüne göre olurdu. Bilge Kağan Yazıtı’nda İlteriş Kağan için balbal dikildiği belirtilmektedir. Oğuzların balbalları ise yontulmuş ağaçtan yapılırdı, Balbalların, kutsal yön olarak kabul edilen mezarın doğusuna dikilmesi yeğlenirdi. Bugün Türkiye’nin doğu ve güneydoğu yörelerinde ermiş, yatır vb. mezarlarının başına dikilen ve dilek taşı denen taşlar bu eski geleneğin devamıdır.
Bedizci Uygurlarda ressamlara denilirdi. İlk dönemlerde keçeüzerine resim yapılmıştır.
Bengü Taş
Köktürkler çağında çok değişik bir edebiyat oluştu. Bengü taş edebiyatı diye adlandırdığımız bu edebiyat, Türklerin ilk yazılı edebiyatıdır. Bengü taş, “edebi-sonsuz taş” demektir. Terim olarak “anıt” anlamında kullanılmıştır. Özellikle hakanların ve devletin ileri gelenlerinin ölümünden sonra, onlar adına bir anıt inşa etmek, içini dışını bezelemek ve anıtın bahçesinde taş tokıtmak (yazılı taş diktirmek). Köktürk Hakanlığı’nda bir gelenek olmuştu. Hakanların yazdırdıkları sözlerin taşlar üzerinde sonsuza dek kalacağını ve Türk kavminin sonsuza dek bunlardan ders alacağını düşündükleri için diktirdikleri taşlara “Bengü Taş” adını vermişlerdi. Geleneği devam ettiren Uygurlar bengü taş yerine daha çok ‘bitig’ ve ‘belgü’ kelimelerini kullanmışlardır. ‘Bitig’ kelimesi ‘kitabe-yazıt’ anlamındadır. Uygurlarda bu anıtların sonsuza dek kalacağını anlatmak için “bin yıllık onbin günlük bitiğimi, belgümü inşa ettim” ifadelerini kullanmışlardır.
Budun İslamiyet’ten önce, Orta Asya Türk topluluklarında halka verilen addır. Millet/kün denilen birimlerden oluşuyordu. Budunlar boylar birliği olarak da bilinir. Akbudun (Yöneten), Karabudun (Yönetilen) şeklinde ayrımı vardır.
Burkan Uygurlarda heykelcilik.
Gedik Din ayrımı yapılmadan kurulan, eski niteliğinden bir şey kaybetmeyen yeni organizasyona “gedik” denilmiştir. Gedik kelimesi Türkçedir. Tekel ve imtiyaz anlamına gelir.
İlteriş Derleyip toparlayan manasında unvan.
İslamiyet Öncesi TürkHükümdarlık Sembolleri
Otağ Hükümdarlık çadırı
Örgin Taht
Tuğ Sancak
Kotuz Sorguç
Tabl Şapkaya takılan atkuyruğu – miğfer
Nevbet Davul
Yarlığ Ferman – buyruk),
Yay ( Ok; hükümdarlık sembolü değildir, bağlılığı gösterir.)
İslamiyet Öncesi Türk Meclisleri Toy, Kurultay, Keneş, Moğoka veya Kengeş denilirdi
Kamdu Miktarı oldukça sınırlı olan hükümdarın mührünü taşıyan bez parçaları para yerine kullanılmıştır. II. Göktürk (Kutluk) Devleti; kendilerine ait ilk ipek para’yı kullanmışlardır.
Keneşçi (Tayanç) Hükümdarların yanında bulunan danışmanlardır.
Kün
Kün halk, toplum anlamlarına gelmektedir. Türk devletlerinde kün yetki ve ayrıcalık bakımından sınıflara ayrılmamıştı. Bireyler arasında eşitlik esastı. Beylerin ve yöneticilerin de idareci olmaktan başka ayrıcalığı yoktu. İlk Türk devletlerinde kün özel mülk edinebilir, istediği gibi kullanılabilir ve değerlendirebilirlerdi. Otlaklar kamu malı sayılır, buraları kullananlar da kün vergisi öderdi.
Oguş
İlk Türk devletlerinde oguş toplumun en küçük, çekirdek birimi idi ve sadece anne, baba ve çocuklardan oluşurdu. Oguşlarda kadın-erkek eşit ve ailede söz sahibi idi. Oğuş diye de söylenebilen Oguşlarda uygulanan davranışlar, toplumsal yaşama de yansımış, bunun sonucunda ise gerektiğinde tüm aile savaşa katılıp, kılıç kuşanıp, at binmiştir.
Sav İddia
Tamu Cehennem
Toy Türklerde savaştan dönen yiğitler için Toyadı verilen şenlikler düzenlenirdi. Bu uygulamanın amacı halk arasında dayanışmayı sağlamaktır.
Toygun Meclise katılma hakkına sahip olanlaradenirdi.
Uçmağ Cennet
Ulag Postacı. Haberci
Yalvaç Elçi, resul, peygamber.
Yargu Mahkeme
Yuğ Cenaze töreni
Yuğ Aşı Ölü evine götürülen yemeğe denilirdi.
Yukarıdaki çizelgede belirtilen sözcükler http://kulturtarihi.tr.gg/ sitesinden alınmıştır.
Bu çizelgeye ek olarak, kullanılmayan veya az kullanılan Türkçe sözcükler şunlardır:
Allah: Arapça
İlah: Arapça
Rab: Arapça
Hüda: Farsça
Tanrı: Türkçe
———————————-
Acele: Arapça
Çabuk: Farsça
Tez veya Tiz: Türkçe
——————————————
Akıl: Arapça / Us: Türkçe
Hafıza: Arapça / Bellek: Türkçe
——————————————–
Kader: Arapça / Yazgı: Türkçe
Ömür: Arapça / Yaşam: Türkçe
Hayat: Arapça / Dirim: Türkçe (Kazak, Tatar ve Başkurt Türkçesinde “Tiriklik”)
————————————
Çadır: Farsça
Otağ: Türkçe
——————————-
Surat: Arapça
Çehre: Farsça
Yüz: Türkçe
—————————-
Emir: Arapça
Ferman: Farsça
Buyruk: Türkçe
———————
Harp: Arapça
Cenk: Farsça
Savaş: Türkçe
——————————
Nehir: Arapça
Irmak: Türkçe
Akarsu: Irmak, dere, çay
Amuderya (Farsça) = Ceyhun Irmağı (Türkçe)
Siriderya (Farsça) = Seyhun Irmağı (Türkçe)
———————————–
Avrat: Arapça
Zevce: Arapça
Zenne: Farsça
Kadın: Türkçe
Hatun: Türkçe
Hanım: Türkçe
Kız: Türkçe
—————————-
Kundura: İtalyanca
Pabuç: Farsça
Bot: Fransızca
Edik: Türkçe
Çarık: Türkçe
Ayakkabı: TDK Türkçesi
————————————-
Pantolon: Fransızca
Balak: Türkçe
Külot: Fransızca
Don: Türkçe
İç giysi: TDK Türkçesi
“İç çamaşırı” sözcüğünde; çamaşır Farsça
————————————
Kelam: Arapça
Laf: Farsça
Söz: Türkçe
—————————–
Hasta: Farsça
Maraz: Arapça
Sayrı: Türkçe
——————————
Sultan: Arapça
Padişah: Farsça
Hünkar: Farsça
Hükümdar: Arapça “hüküm”, Farsça “dar” kelimelerinden oluşturulmuş Osmanlıca bir terim
Kağan: Türkçe
Han: Türkçe
Hakan: Türkçe (Farslar da bu kelimeyi kullanmaktadır)
——————————
Reis: Arapça
Lider: Fransızca
Önder: Türkçe
Başkan: Türkçe
Başbuğ: Türkçe
———————————
Hiciv: Arapça
Yergi: Türkçe
————————
Sabır: Arapça
Tayanç: Türkçe
————————-
Aile: Arapça
Oguş: Türkçe
—————————-
İddia: Arapça
Sav: Türkçe (Sav kök sözcüğünden, “Savcı” türemiştir.)
—————————–
Okuyucuların bildikleri, unutulan veya az kullanılan Türkçe sözcükler var ise lütfen yorum kısmına eklesin. Türk Kültürünün korunması ve yaşatılmasına dair katkıda bulunmalarını istiyoruz.